top of page
Search

"O an en çok neyi kabule hazırsanız mesele ona bağlıdır." T.Bernhard

İnsanın kendilik ve geçmiş kurgusu, süreç içinde değişebiliyor. Anlatırken hikayemizin içine kattığımız ve dışladığımız pek çok an var. Bunları hatırlamamız, ya da hatırlamamamız pek tesadüfi değil. Kendimizi tam bir başarısızlık hikayesi olarak göresimiz varsa, elimizden iş gelen pek çok anı atlamak zorundayız. Tersi de geçerli. Bu sadece bize değil, ötekinin bize bakışıyla da besleniyor, değişebiliyor. Nasıl görüldüğümüze inanıyorsak, ona tutarlı hikayeler anlatmak/yaşamak istiyoruz. Bireysel seçimler, "bunu ben istedim"ler azade değil toplumdan, kültürden, aileden, ilişkilerden, ötekinin bakışından. Hikayenin çatısını nereye kurarsak, oraya göre bilgiler akıyor zihnimizde.

Bir söyleşide, Thomas Bernhard'a, otobiyografik beşlemesinden bir örnek sorulması üzerine cevabı şöyle: "Oraya yazdıklarım doğru mu, kim bilir. Kişinin kaç hayatı kendininmiş gibi gördüğüne şaşar dururum, bu hayatların gerçi benzerlikleri vardır ama aslında kişinin kendisiyle ancak başka herhangi bir hayatla olabilecek kadar ilgisi olan karakterlerden ibarettirler. Nasıl ki her şey hem güzel hem çirkin, hem ölü hem canlı, hem zevkli hem zevksizse, her zaman, her şey de doğru olabilir, hiçbir şey de. O an en çok neyi kabule hazırsanız mesele ona bağlıdır."

Hikayemiz kendimizle ilgili neye inanmak istiyorsak, neye inandırıldıysak ona göre anlatılıyor. Neyi kabule hazır olmadığımızı, ve bu kabulle algımızın nasıl değişeceğini düşünmekte fayda olabilir.

ree

 
 
 

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page