top of page
Search

Birleşmeden ayrılmak mümkün mü?

Sık sık görüyorsunuzdur, görüyoruz, "yalnız olmayı beceremeyen birlikte olmayı da beceremez" tadında görüşler, metinler... Gerek kişisel görüşüm, gerek mesleki yönelimim bu cümlede ters bir "doğru"luk olduğunu söylüyor bana. Birlikte olma deneyimini tatmamış olan, yalnız olmayı, kendi başınalığı, dünyaya açılmayı da deneyimleyemez. Doğduğumuz andan itibaren ilk yönelimimiz, ilk ihtiyacımız yakınlık. Yalnızlık değil. Yakınlık, sıcaklık, bakım, birlik hali bebek için hayati bir önemde. Ancak sıcak ve güvenli bir bağı deneyimleyen insan, kendi başına dünyayı deneyimleme olgunluğuna da erişebiliyor. Bu bağı deneyimlememiş insan için yalnızlık önce (ihmal ya da istismar söz konusu olduğu için) maruz kaldığı, sonra alışmak zorunda olduğu, güvensiz ötekilerdense sığınacağı güvenli bir liman oluyor. Böylece kendini doğal, kendi gibi, güvende hissettiği yer yalnızlığı oluyor. Acı çekse de , ruhen üşüse de en iyi bildiği, en konforlu olduğu yeri yaratıyor devamlı: Sevilmeye, yakınlığa izin veremiyor, kendini yalnız bıraktırıyor, yalnız bırakıyor. Böylece yalnızlığı çok iyi bilmek, yalnızlıkta konforlu olmak, her zaman iyi bir birliktelik için yeterli olmuyor. Tam tersi, yalnızken çok acı çekip, devamlı birlikteliği aramak da, yine en temel ihtiyaç olan güvenli bir yakınlığın deneyimlenmemesinden. Yakınlık ve güvenli bir bağ ihtiyacı karşılanmadığında ne yalnızlığı ne birlikteliği becerebiliyoruz. Güvenli, yakın, sıcak, sevgi dolu bir ilişkiyi deneyimlemek ise, yaratıcı ve üretken bir mekansal yalnızlığın ön koşulu bana göre. Mekansal diyorum, çünkü zihinsel temsillerimizle beraber, her daim çok kalabalığız ne de olsa :)


ree

 
 
 

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page