top of page
Search

Bir Ev

Bir eve taşındığınız ilk günü düşünün. Genelde heyecan, misafirlik/aşina olmama, umut, mutluluk gibi birçok duygu bir arada yaşanır. Eşyalar yerine tam oturmamış görünebilir gözümüze. Hakikaten de zaman geçirdikçe, yaşanmışlıkla görüntü yumuşar, esner, eşyaların kullanılmışlığı bilinirlik/aşinalık yaratır, güven verir. Evi tanıdıkça, bazı eşyaların yerini değiştirir, neyin eksik neyin fazla olduğunu görmeye başlarız. Bazen yeni parçalar ekler, bazılarını hayatımızdan çıkartırız. Aynı evler gibi ilişkilerin içinde konumlanışımız da yavaş yavas sürecin icinde ihtiyaçlara göre şekillenir. Yaşanmışlık ilerledikçe bir taraftan daha rahat hareket etmeye, ilişkinin ihtiyaçlarını daha rahat görmeye ve belirli değişikliklerle en hoş hali yakalamaya çalışırız. Tıpkı evin sürekli başka ihtiyaçları olduğu gibi ilişkimizin de her mevsim ve süreçte farklı ihtiyaçları olacaktır. İlişkinizi de bir ev gibi düşünürseniz, bu evin çoğunlukla neresindesiniz? Evde vakit geçirirken ne kadar rahat hissediyorsunuz? Evden hiç çıkmıyor musunuz ya da mecbur olmadıkça eve girmiyor musunuz? Sadece hoşunuza giden, güzel görünen odalar mı vaktinizi ayırdığınız, yoksa çok hoşlanmadığınız arka odalarla da ilgileniyor musunuz? İlk problemde bu evden uzaklaşıyor, hiç sıkıntı çıkarmayacak bir ev mi arıyorsunuz yoksa tamir etmek, onarmak, geliştirmek, çözüm yaratmak hoşunuza mı gidiyor? Zor birgün geçirdiğinizde eviniz sizi saran sarmalayan iyileştiren bir yuva mı yoksa değil mi? Pek çok soru üretilebilir :)


ree






 
 
 

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page