top of page
Search

Yas

Bahçede yaşayan birkaç kedimiz var. Elimizde büyüdüler desek yeridir. Uzamış çimenlerin arasında görünemeyecek kadar miniklerdi ilk geldiklerinde. Maalesef pazar günü onlardan birini ani bir şekilde kaybettik. Artık adımlarını atamayacak ve gözlerini kırpamayacak kadar halsizken yaşadığımız endişe ve çaresizlik, sabah keder ve üzüntüye bıraktı kendini. Bu vesileyle kayıp ve yastan konuşmak istedim.

Her kayıp, yaşanmışlıkları ve yaşanamamışlıklarıyla beraber etkiliyor hayatımızı. Kayıp (yalnızca ölüm değil) hayatımızın kaçınılmaz bir parçası. Yas, kaybımızı anladığımız/anlamlandırdığımız, eksilip tekrar tamamlandığımız bir süreç. Her kişinin yas deneyimi kendine özgü dolayısıyla sırası, kuralı, düzeni olmayan bir deneyim. Kaybettiğimiz yerde kendimizce ne kadar gerekiyorsa o kadar durup anlamına varana dek üzülerek eksiklikten yeni bir bütün yaratabiliyoruz. Kaybettiğimiz yerde durmaya, anlamaya, tamamlamaya ihtiyacımız varken orada durmak istemeyen, acele eden, bundan korkan tarafımız işleri biraz zorlaştırabiliyor. Kaybımız, yaralı bir yaşanmışlık üzerineyse, kaybettiğimiz kaybın kendisinden daha fazlası olabiliyor. Yarım ve yaralayıcı deneyimle kalıveriyoruz. O durumda, elinizden tutacak desteği eksik etmeyin hayatınızdan.

Kayıp üzüntülü bir deneyim. Birini/bir şeyi kaybettik diye ona olan duygularımız bitmiyor. Bitmek zorunda da değil elbette. İlişki halini ömrümüzce sürdürmenin yollarını buluyoruz süreci tamamlarken.

Yokluk içinde varlığını, onunla ilişkimizi tekrar anlamamız, yeniden tanımlamamız, eksiklik etrafında (ya da içinde) tekrar bütüne kavuşmamız bir süre alacak. Güle güle Fuşşi'ciğim… <3


ree






 
 
 

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page